Haftanın Fıkraları

HAFTANIN FIKRALARI ::-))

Kaşıntı...

Adam melon şapkasının üzerinden kafasının kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına giderek:
- Afedersiniz, siz Laz mısınız?
- Evet, neden sordun?
- Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya çalışıyordunuz da.
- Ne olmuş yani?! Sen kıçın kaşınınca pantalonunu mu çıkarıyorsun?

 
SERÇE

Serçenin biri bir bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş. Bir anda farketmiş ki, bir yolun bir metre üstünde uçuyo ve karşıdan da motorsikletli bir adam geliyo.

Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar...ama nafile...

Serçe "çotaaank" diye kaska çarpıp düşmüş.

Şimdi, motorcu sıkı bi hayvansever ya,doğal olarak hemen atlamış motordan;koşmuş serçenin yanına.Serçe baygın yatıyo.. kıyamamış,bırakamamış yolda;almış getirmiş eve. Eskiden kalma bi de kafesi var evde..baygın serçeyikafesin içine güzelce yerleştirmiş.. yanına da az biraz su,az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış....

Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamıs.. Daha tam seçemiyo ortalığı.. hafif bulanıklık var yani...Bi bakmıs ki parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...

Birden dank etmiş vaziyet: Hassittiir!!! laan motorcuyu öldürmüşüz...
PAPAGAN

Adamın biri is dönüsü posta kutusunda telefon faturasını görür.

Bir bakar ki fatura tutarı 3 bin YTL. Beyninden vurulmusa döner. Hemen ayrıntılı fatura ister.Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamın arkadaslarına ve dostlarına aittir.
Adam "Bu nasıl olur?
Ödeyecegiz mecburen" der.. O sırada gözü papaganına takılır. Bir an tereddüt eder. Gece papaganı gözlemeye karar verir.
Herkes uyuduktan sonra papağan kafesinden çıkar ve telefonun basına gidip rehberi açar, adamın arkadaslarını tek tek arayıp saatlerce konusur. Adam sinirden çıldırmıs bir sekilde papaganı yakalar ve kanatlarından duvara çiviler. Papagan çarmıha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmıstır. Adam papaganı azarlar; "Bir hafta burada böyle asılı kal da aklın basına gelsin. Çek bakalım cezanı."

Adam gittikten sonra Papagan bir bakar tam karsı duvarda çarmıha gerilmis isa durmakta. Hemen muhabbet baslar; "Birader sen ne kadardır buradasın?" "2005 yıldır buradayım" der İsa. Papagan hayretler içinde kalır;
"Ohaaaa!!!! Nereyi aradın lan öyle !!"
BURDAN DUYULMUYOR

Papaz ,iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş .
- "Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?"
Zangoçta derin bir sessizlik...İyice köpürmüş
- Papaz: "Sana soruyorum be adam!Duymuyormusun beni?
-"Hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim"
- "Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun
.." Zangoç bıyık altından gülmüş,
- " İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız..." Yer değiştirmişler.Bu kez zangoç seslenmiş
-"Kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?' Papaz kendi kendine söylenmiş.
-"Hakikaten yahu! Buradan hiç bir şey duyulmuyor.

KÖTÜ NİYET YOK !

Adamin biri belediye otobüsünde ayakta giderken genç güzel bir hanimin yani bosalir Ve oturmak için izin ister.
-Pardon hanfendi yaniniza oturabilirmiyim ? Der.
-Tabii kötü bir niyetin yoksa oturabilirsin diye yanitlar.
Bir süre sonra kadin inecegi duraga gelince müsaade ister ve kapiya dogru yönelir. Adamda pesinden kalkarak kapiya yaklasir ve
-Hanfendi bende sizinle birlikte inebilirmiyim der.
Kadin:
-Tabii kötü bir niyetiniz yoksa inebilirsiniz der Ve birlikte inerler. Kadin yoluna devam ederken adamda pesinden kosarak Kadinin Yanina gelir. Yüzsüzlük bu ya adam yine kadina
-Hanfendi sizinle birlikte yürüyebilirmiyim der
Kadin yine gayet kibar tabii : -Kötü bir niyetiniz yoksa birlikte Yürüyebiliriz der. Kadin tabii artik evine yaklasmistir.C ebinden Anahtarini çikarip kapisini açar ve tam içeri Girecekken bizim yüzsüz yine gelir ve kadina
-Hanfendi kusura bakmazsaniz bir sey daha söyleyeceyim izin veririmisiniz.
Kadin: -Tabii
Adam: -Bende sizinle içeri girebilirmiyim der
Kadin: -Kötü bir niyetiniz yoksa sizde içeri girebilirsiniz der.
Derken epey bir zaman geçer gece olur ve kadin için artik yatma vakti gelir ama Adam varken bir türlü yatamaz. Onun gitmesini bekler. En sonunda uykusuzluga dayanamayarak Adama yatacagini söyleyerek.
-İsterseniz siz de salonda yatabilirsiniz

Diyerek yatak odasina yönelir. Adam da oturdugu yerden kalkarak kadinin arkasindan yatak odasindan içeri girer ve Kadina,
-Hanfendicigim ben de sizinle yatabilirmiyim der.
Kadin: -Tabii kötü niyetiniz yoksa sizde benimle beraber yatabilirsiniz der. Ve yorgani açarak kadinin yaninda yerini alir. Adam kadina son birdefa daha rica ederek

-Hanfendi çok seyler istedim ama izin verirseniz. Bir aliskanligim var her aksam yatarken karimin göbek deligini parmagimla oynayarak uyumaya çalisirim sizinkiylede oynayabilirmiyim der.
Kadin yine -Kötü bir niyetiniz yoksa oynayabilirsiniz der Ve yatarlar.Artik sabah olur kalkarlar Kadin kahvaltiyi hazirlar.Beraber kahvalti Ederler.Bu sefer kadin adama bir sey sorar
-Hani dün aksam bir huyunuzdan bahsettiniz ya karinizin hep göbek deligini parmaginizla oynardiniz. Benimkiylede oynamak istediginizi söylemistiniz. Ama parmaginizla oynadiginiz yer göbek deligim degildi der.
Adam: -"Olsun oda benim parmagim degildi zaten der."

69 POZİSYONU

Temelin karisi bi filmde 69 pozisyonunu gorur ve denemek ister.

Gece temele sorar : -"69 yapalim mi?"

Zavalli Temel de bilmiyordur. Kadin anlatir ve 69 pozisyon alirlar daha sonra Fadime osurur, temel ses cikarmaz, fadime bi daha osurur temel gene susar.

"Ya sabir!" der icinden, Fadime gene osurunca temel dayanamaz: -"Ula buna 66 kez daha dayanamam daaaa."

SPAGETTİ

Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar.
Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu  söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden,  hemşireye bir miktar para verir; İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana kadar  orada kalmasını ister. Hemşire,"Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar.
Doktor da;
"Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz.Ben durumu anlarım.Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der.
Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider...
Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya'dan postalanmış ilginç bir  kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der.
- "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı  yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu  yere düşer.Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz  rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya  tuttuğu kartı alır ve okurlar...
"Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade!"

DO NOT PANIC

Amerikalilar yeni bir uçak gelistirmisler. Ve bu uçagi denemek icin Arabistan'a götürürler.

Bir arap pilotunu uçaga bindirirler ve uçak havalanir. Arap pilotu uçagi kullanirken 4 motordan biri patlar. Göstergelerde "Don't panic.This is American technology" yazisi görülür. Pilot rahatlar.

Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergede ayni yazi görülür. Biraz sonra iki motor ayni anda patlar ve hiç motor kalmayinca arap pilot panikler.  Tam bu esnada göstergelerde "Don't panic.This is American technology" yazisi görülür ve uçak kendi kendine rahat bir sekilde yere iner.  Araplar sasirir ve kendileride böyle bir uçak yapmaya karar verirler.Yaptiklari uçagi Amerikalilara denetmek için bir Amerikan pilotunu uçaga bindirirler.

Uçak kalktiktan birkaç dakika sonra bir motor patlar. Gostergelerde "Don't panic.This is Arabic technology" yazisi görülür. Birkaç dakika sonra 2. Motorun patlamasiyla ayni yazi göstergede görününce pilot!

"Ulan bizim uçagin aynisini taklit etmisler. Ne taklitçi adam yav bunlar" dedikten sonra kalan 2 motorda patlayinca uçagin kendiliginden yere
inecegini düsünen pilot gostergede su yaziyi görür.

"Don't panic.This is Arabic technology. Please repead after me; Eshedu enla ilahe illallah, ve eshedu..."

TETİKÇİ !

Mafya babasına haraçlarını daha güvenli toplaması için özellikle sağır ve dilsiz yeni bir tetikçi bulunur. Ne de olsa yakalandığında ağzı var dili yok! Tabir caizse polise ötme olanağı da yok. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark edince, tetikçiyi çekiverir kenara. Derhal işaret dilini bilen aile tercümanını da çağırırlar, başlarlar sorgulamaya.
Tercüman işaretle
- Para nerede?
Tetikçi el kol hareketiyle ve de heyecanlı:
- Ne parasi? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğini bile anlamıyorum.
Tercüman
- Ne parası diyor. Hiç bir şeyden haberi yokmuş.Baba 38'ligi koltuğunun altından çekip tetikçinin beynine dayar.
- Şimdi sor bakiim, para nerdeymiş ?
Tercüman işaretle sorar
- Para nerede?
Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle cevap verir
- Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3.ağacın kovuğunda üçyüz bin dolar saklı.
Baba sabırsız
- Ne söyledi, ne söyledi !!
Tercüman soğukkanlı
- Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, paradan filan da haberi yokmuş. Ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş diyo...

INSAATCI FIKRASI

Şantiyelerden birinde bir işçi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş..

Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirmiş ve yüzükoyun masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği beyzbol sopasını 3-4 kere sertçe indirmiş amelenin ...ıçının ortasına, "Tamam" demiş sonra, "Şimdi tuvalete gidin".

Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele, "Sağol doktor bey.." demiş, "Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?.."

"Birşey yapmana gerek yok.." demiş doktor, "Tuvaletini yaptıktan sonra çimento torbasıyla silme yeter..!"
TÜPRAŞ İZMİR RAFİNERİSİ

Karadenizliler, bir konferans duzenlerler.Bu konferansa konusmaci olarak unlu bir Amerikali bilim adami da davet edilir. Amerikali konuk,bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Turkleri yakindan tanima firsati bulur. Karadenizliler ile Amerikali bilim adami hemen her konuda anlasirlar, uyum icinde konferans biter. Ayrilik gunu gelir, Karadenizlileri alir bir dusunce.
Biz bu degerli bilim adamina ne alalim? Aralarinda toplanirlar, baskan konunun onemini vurgulamak icin der ki:
Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamina nasil bir hediye alalim ki bizi unutmasin?
Hem kullanisli bir sey olsun, hem her eline aldiginda bizi hatirlasin?

Salonda kisa bir sessizlik olur, arka siralardan Temel elini kaldirir: "Sünnet ettirelim..! "
KİMİNLE YATTIN ?

Bir kasabada bir delikanli, kiliseye gitmis günah çikartmak için.

Papaz:- Söyle evladim, demis, nasil bir günah isledin?..
Delikanli hik mik ediyor:- Bilmem ki nasil söylesem, diyormus; aslinda bir zina suçu, ama çok utaniyorum; lütfen beni hos görün
papaz efendi; nasil söylesem, bilemiyorum...

Papaz:- Utanma söyle, demis, degirmencinin karisiyla mi yattin?
- Hayir papaz efendi...
- Kilisenin yanindaki lokantacinin kiz kardesiyle mi yattin?
- Hayir papaz efendi.
- Çekinme söyle evladim, kiminle zina ettin; yoksa kösedeki tütüncünün kiziyla mi?
Delikanli:- Yok demis, söyleyemeyecegim; kusuruma bakmayin kuzum...
Ve hizla çikmis kiliseden, kosarak dogru arkadaslarina gitmis:
- Papazdan hepimize gerekli tam üç adres aldim,demis. Degirmencinin karisi, lokantacinin kiz

Herkesi Taniyan Kadin

Bir mahkeme salonu düsünün... Bir davada taniklik etmesi için kürsüye yasli bir teyzeyi çagirirlar..
Kadin yerine oturur ve davalinin avukati kadina yaklasir...
-"Bayan Jones.. Beni taniyor musunuz?" Yasli teyze cevap verir:
-"Ah evet Bay Williams sizi çocuklugunuzdan beri taniyorum..siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir bas belasiydiniz..sürekli yalan söylüyorsunuz, karinizi komsunuzla aldatiyorsunuz, en yakinim dediginiz insanlarin arkasindan konusuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsiniz..."
Davalinin avukati basta olmak üzere bütün salon sok olur.. Adam ne yapacagini bilemez bir halde kadina tekrar sorar:
-"Peki Bayan Williams,ya karsi tarafin avukatini taniyor musunuz?" Kadin yine cevaplar:
-"Elbette taniyorum.. çocuklugunda ona dadilik yapmistim.. Tembel,ödlek ve alkolik adamin tekidir..etrafinda bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altina kaçirdigini söylüyor.."
Yine herkes şokta.. bütün salonu bir ugultu kaplar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafin avukatini da kürsüye cagirir..Ve ikisine de egilmelerini söylerek kulaklarina sunu fisildar...
"Eger bu kadina beni taniyip tanimadigini sorarsaniz ikinizi de harcarim. Tanidikla is yapmamak lazim
YAŞLI DOKTOR !

Yasli doktor kasabayi terketmek uzereyken yerine gelen genc doktoru almis hastalarini tanistirmak uzere evden eve dolastirmaya baslamis. İlk girdikleri evde bir kadin: - "Doktorcugum çok mide agrisi çekiyorum" demis. Eski doktor da;

- "Bence biraz fazla meyva yiyorsunuz da ondan..." demis. Disari çiktiklari vakit yeni doktor "Abi" demis, "Kadini muayene bile etmeden nasil böyle bir neticeye vardin ?"

Yasli doktor anlatmis: "Oglum, numaradan gözlügümü yere düsürdüm bir de baktim ki yatagin alti meyva kabuklari ile dolu.." Ikinci evdeki hastayi genç doktorun muayene etmesine karar vermisler. Bu evdeki kadin "Çok halsizim" deyince doktor >

- "Belki de Kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyor, biraz ara verin" demis.

Disari çikmislar yasli doktor genç doktora ;

- "Dogru söyledin" demis "Bu kadin kiliseden disari çikmaz. Ama nasil anladin?" Genç doktor ;

- "Ben de çaktirmadan yatagin altina baktim ve kilisenin papazini gördüm"

TANRIYA KRIGINIM !

BIR KÖYÜN CAMISINDE IMAM CEMAATE VAAZ VERMEKTEDIR.ANSIZIN ICERI DALAN BIR KÖYLÜ KÖYÜ SEL
BASMAKTA OLDUGUNU HABER VERIR.BUTUN CEMAAT HEMEN KENDILERINI DISARI ATIP, KACAR. SADECE IMAM BUTUN ISRARLARA RAGMEN KÖYÜ TERKETMEYI REDDEDER VE TANRI'NIN KENDISINI KORUYACAGINI SOYLEYEREK, CAMIDE KALIR. KISA BIR SURE SONRA SULAR CAMIYE ULASIR, IMAM CARESIZ MINAREYE CIKAR. SULAR MINARENIN ILK KATINA YUKSELIRKEN BIR TEKNE IMAMI KURTARMAYA GELIR. ANCAK DINIBUTUN IMAM, TANRI'NIN KENDISINI
KORUYACAGINI SOYLEYEREK TEKNEYE BINMEZ.
SULAR YUKSELIR,IMAM IKINCI KATA CIKMAK ZORUNDA KALIR. BIR TEKNE DAHA GELIR ANCAK IMAM YINE
TANRI'NIN KENDISINI KORUYACAGINA INANCININ TAM OLDUGUNU SOYLEYEREK TEKNEYE BINMEZ.
SULAR IYICE YUKSELIR. IMAM ARTIK MINARENIN EN TEPESINDEDIR. BIR HELIKOTER YAKLASIR. ICINDEKILER DURUMUN KOTU OLDUGUNU ANLATARAK IMAMA HELIKOPTERE GELMESI KONUSUNDA ISRAR EDER. IMAM
HELIKOPTERE BINMEYI DE REDDEDER.
BIR SURE SONRA SULAR IYICE YUKSELIR VE IMAM BOGULARAK OLUR.
KENDISINI CENNETIN KAPISINDA MELEKLER KARSILAR. MELEK: HOSGELDINIZ. CENNETTE KÖSKÜNÜZ
HAZIRLANDI. BUYRUN. IMAM: CENNETE GIRMEK ISTEDIGIMDEN EMIN DEGILIM.
MELEK: NEDEN?
IMAM: TANRI'YA BIRAZ KIRGINIM.
MELEK: NE OLDU KI?
IMAM: BEN HAYATIMI IBADET EDEREK GECIRDIM.INSANLARA HEP IYILIK YAPTIM,
GUNAHTAN UZAK DURDUM. YASADIGIM KOYU SEL BASTI, HERKES KACTI AMA BEN TANRI'NIN BENI KURTARACAGINA INANDIGIMDAN KALDIM. GORUYORSUNUZKI SIMDI BURDAYIM...

TAM BU SIRADA YUKARIDAN TANRI'NIN SESI DUYULUR:-SALAGA IKI TEKNE BIR HELIKOPTER GONDERDIK!!!!!!!!!!!!!

AKILLANDI )

Kızılderililerin genç reisi 18 yaşına geldiğinde canı kadın ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- Oturan Boğa kadın ister.
Büyücü:
- Oturan Boğa ormana gitsin, üzerinde delik olan bir ağaç gövdesi bulsun ve onun üstünde eğitim yapsın, hazır olunca gelsin.15 gün sonra reis geri gelir. Der ki:
- Oturan Boğa hazır.
Büyücü de kabiledeki en güzel kızı ona verir. Reis alır kızı çadıra girer.
- 90 derece eğil, der.Kız eğilince, kıza bir tekme vurur. Kız çığlık atarak
bunu niçin yaptığını sorar. Reis şöyle cevap verir:
- Oturan Boğa akıllandı, önce yaban arılarını kontrol ediyor.

GÖRDÜM...!!

 

Yasli doktor kasabayi terketmek uzereyken yerine gelen genc doktoru almis hastalarini tanistirmak uzere evden eve dolastirmaya baslamis. Ýlk girdikleri evde bir kadin:

- "Doktorcugum çok mide agrisi çekiyorum" demis. Eski doktor da; - "Bence biraz fazla meyva yiyorsunuz da ondan..." demis. Disari çiktiklari vakit yeni doktor "Abi" demis, "Kadini muayene bile etmeden nasil böyle bir neticeye vardin ?"

Yasli doktor anlatmis: "Oglum, numaradan gözlügümü yere düsürdüm bir de baktim ki yatagin alti meyva kabuklari ile dolu.." Ikinci evdeki hastayi genç doktorun muayene etmesine karar vermisler. Bu evdeki kadin "Çok halsizim" deyince doktor

- "Belki de Kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyor, biraz ara verin" demis.

Disari çikmislar yasli doktor genç doktora ; - "Dogru söyledin" demis "Bu kadin kiliseden disari çikmaz. Ama nasil anladin?" Genç doktor ; - "Ben de çaktirmadan yatagin altina baktim ve kilisenin papazini gördüm"

GÖT İSTER :::=)

Mafya babasi haraçlarini toplamasi için yeni bir tetikçi buldu. Seçtigi adam sagir ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanirsa polise fazla bir sey anlatmasi mümkün olamaz, diye düsünüyordu.

Baba, bir gün ödemelerin geciktigini fark etti ve tetikçiyi odasina aldirtti, bir de isaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman isaretle sordu:

- "Para nerede?" Sagir dilsiz isaretle yanit verdi:

- "Ne parasi? Benim paradan maradan haberim yok.
Neyden bahsettiginizi anlamiyorum." Tercüman tercüme etti:
- "Neyden bahsettiginizi anlamiyormus." Baba 38'ligi koltuk altindan çekip sagir dilsizin beynine dayadi:
- "Simdi sor bakalim, para nerede." Tercüman isaretle sordu:
- "Para nerede?" Sagir-dilsiz kan ter içinde isaretle yanit verdi:
- "Sehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapidan girince soldan 3. agacin kovugunda yüz bin dolar var."
- "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanitladi:

- "Dedi ki, hala neyden bahsettiginizi anlamiyormus, ayrica o tetigi çekmek de biraz got istermis."

HAVLU SALLAMA !!
Orta yasin üstünde bir yahudi (yaslica), Genç ve güzel bir yahudi hanıma asik olmus. Kadin da bu aska, askla cevap vermis. Birbirlerini çok sevmisler.. ve evlenmisler. Kocasi esini hep mutlu etmek düsüncesi tasiyormus.. Ancak sex olarak mutlu edemedigini görüp, karisina problemini açmis... "Ne yapalim?.....Rabbiye soralim.." kararini almislar.. (Rabbi: Din adamlarina verilen isim).

Olaylarini Rabbiye açmislar..Rabbi derhal bir tavsiyede bulunmus: "Genç bir kisi sizin üzerinizden bir havlu ile, havluyu saga sola sallayarak esinti yapsin!..." Havlu sallayacak genç bir adam bulmuslar.. Genç adam, onlar sevisirken havluyu sallamis...sallamis...ancak sevgililer yine mutlulugu tadamamislar..

Tekrar Rabbiye gitmisler : "Ne yapalim?.." demisler. Rabbi bir süre düsünmüs!..Kocaya: "Bir de havluyu sen sallayarak deneyin" demis... Iki sevgili evlerine dönmüsler ve Rabbinin tavsiyesini dinlemisler, havluyu koca sallamis, kocanin yerine genç adam geçmis... Tabii sonuç müthis olmus, yer gök inlemis ve koca, karisinin memnuniyetini ve mutlulugunu görerek; genç adama dönmüs...biraz da küçümseyici bir tavirla : "GÖRDÜN MÜ KOÇUM?..... HAVLU BÖYLE SALLANIR!..."

ÖĞLEN YEMEĞİ !!

Bir kari koca resim galerisini geziyorlarmis. parkta bir bankta oturmus üç tane çiplak ve de simsiyah adamin resmini görünce hayret etmisler.
çünkü adamlardan ikisinin aleti siyah iken ortadakinin aleti pembe imis. tam o sirada yanlarina resmi çizen ressam gelmis ve "isterseniz size yardimci olabilirim" demis....
kari koca da " anlamadigimiz bir sey var neden bu afrikali zencilerden ikisinin aleti kendileri gibi simsiyah da ortadakinin ki pembe?" diye sormuslar...
bunun üzerine ressam " bir kere bu adamlar afrikali zenci degil irlandali kömür madeni isçileri....öglen yemegi sonrasi parkta dinleniyorlar.......ortada oturan pembe aletli isçi ise öglen yemegini evinde yiyip gelmis

SARIŞIN !!

Asım, barda bir kadın görür. Ama ne kadın: Sarışın bir afet. Tam bir FANTA (***** And Never Touch Again). Kadınla bir biçimde tanışır. Ancak, kadın inat ve itinayla walkman dinlemektedir. Asım barda neden walkman dinlediğini sorar. Kadın "Walkmanı çıkarırsam, ölürüm" der. Asım, Fesupanallah.. diye iç geçirdikten sonra "Niye?" diye sorar. Cevap aynıdır: "Walkmanı çıkarırsam, ölürüm". Asım ısrar eder. Cevap hep aynıdır: "Walkmanı çıkarırsam, ölürüm".
İşler kızışır, mesai vakti gelir.. eve giderler.

Kadın hala walkmanlidir, Asım hala ısrar eder, cevap asla değişmez. Sevişme zamanı gelir, kadın kulağında walkman, sevişir, beraberce çıldırırlar. Sevişme sonrasında, kadın uyuya kalır. Asım, müthiş bir sevinçle merakını gidermek üzere kadının kulağından walkmani çıkarır. Kadın derin birkaç nefes aldıktan sonra boğularak ve feci biçimde can çekişerek ölür. Asım şaşkınlık ve korku içerisinde walkmani kulağına götürür ki ne duysun: "Nefes al, nefes
ver. Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver

SEKRETER )

Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulube bulurlar. Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir. -Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der. Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar

: -Efendim, ben çok üşüyorum. Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar : -Efendim, ben hala çok üşüyorum. Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker.
Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar : -Ben yine çoooook üşüyorum. Adam yattığı yerden : -Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz. Genç kadın kıkırdar : -Tamam, bana göre hava hoş. Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır : -Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!

ANGARYA OLSA !
Bir gün profesörlerin aklına rahatsız edici bir soru takılmış. Esleriyle olan cinsel hayatları acaba bir zevk mi yoksa angarya mi?
Düşünmüşler aralarında tartışmışlar ve bir sonuca varamamışlar. İçlerinden biri doçentlere danışalım bakalım onlar ne düşünüyor bu konuda demiş.
Gitmişler sormuşlar. Doçentler duşunmuş ve siz bilirsiniz hocam demişler proflara. Proflar için bu soru karin ağrısı olmuş. Gidip yardımcı doçlara başvurmuşlar, onlar da bir sure düşünüp siz daha iyi bilirsiniz hocam demişler.
Proflar bir cevap bulamamanın sıkıntısı içinde bir de asistanlara soralım demişler. Neyse sıkıla sıkıla sormuşlar. Sizce bizim eslerimizle olan cinsel hayatimiz bir zevk midir yoksa angarya mi?
Asistanlar hep bir ağızdan 'ZEVK' diye bağırmışlar. Proflar şaşırmış çabuk ve net cevaba. Merak etmişler, 'Neden?' diye sormuşlar asistanlara;
Neden bu kadar emin ve çabuk cevap verebildiniz?
Asistanlar cevap vermiş: 'Angarya olsaydı bize yaptırırdınız'

ÇOK ÖZEL
Temel bir gün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu görüp:
- "Ula Temel Napiysin ?"
- "Ula cörmiymisin Çöpeğimi cezdurayrum Dursun kardeşim"
- "Ula Temel bunun boynuzları var"
- "Valla ben onun özel hayatına karişmayrum"
ÇADIRI ÇALDILAR !!
Sherlock Holmes ve Dr.Watson birlikte kıra gider kamp kurarlar. Güzel bir yemek yiyip, bir şişe şarabı da içtikten sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonda Holmes uyanır ve Watson'ı dürterek uyandırır. Watson uyku sersemidir.
- Ne oldu, ne istiyorsun?
Yukarı bak, ne gördüğünü söyle bana.
- Bunun için mi uyandırdın? Milyonlarca yıldız işte.
Peki bu sana neyi gösteriyor?
Artık uykusu iyice kaçan Dr.Watson filozofça cevap verir:
- Teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Felsefi olarak evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi; astronomik olarak galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin varlığını, dünyaya benzeyen başka gezegenlerde de hayat olabileceğini; meteorolojik olarak yarın havanın güzel olacağını görüyorum. Peki sana neyi gösteriyor?
Görmüyor musun ahmak, çadırımızı çalmışlar.

DÖNME !!
Temel ile Dursun bir gün felekten bir gece çalmak için iki Romen ayarlamışlar.Daha sonra Romenleri arabaya atıp dağlara doğru gitmeye başlamışlar.Şehirden iyice uzaklaşınca Romenler korkmaya başlamış 'Buradan kurtulmalıyız' diyerek konuşmaya başlamışlar aralarında.Birden akıllarına bizden iğrenirlerse bırakırlar diye bi fikir gelmiş. Temel ile Dursun'a :

-Arkadaşlar kusura bakmayın biz dönmeyiz, demişler. Bunun üzerine Temel ile Dursun Romenlere dönüp :

-Bu kadar yol geldikten sonra artık bizde dönmeyiz, demişler

Fazla merak iyi değil
Adam uçaktadır ve acil olarak tuvalete gitmesi gerekmektedir. Ancak her gidisinde erkekler bölumu doludur. Görevli durumun aciliyetini fark eder ve adama bayanlar tuvaletini kullanabileceğini ancak oradaki butonlarin hic birisini kullanmamasını söyler. Adam içeri girip oturur ve tuvalet kağıdı rulosunun yanında dört buton olduğunu görür. Butonlarin üzerinde sırasıyla SS, SH, PP, OTC yazmaktadır. Meraklanır ve dikkatlice SS'ye basar. Altına Sıcak Su püskürtülmektedir. "Vay, bu gerçekten güzel" der. Sıradaki SH butonuna basar. Bu defa vücut sıcaklığında hava üflenmektedir.

Bayanların tuvalette uzun sure kalmalarını simdi anladım diye içinden geçirir. Artik butonlara basmakta korkulacak bir sey olmadığını düşünmektedir ve PP butonuna basar. Pudra püskürtülür. Adam her şey ne kadar da en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş der ve arkasından son olarak OTC butonuna basar... Hastanede gözünü actiginda morfinin etkisi altındadır. Hemşireyi çağırır. "Son hatırladığım ucagin bayanlar tuvaletinde siddetli bir aci hissettiğim der ve neler oldu?" diye sorar. Hemşire açıklar: "Beyefendi ne yazik ki penisiniz su an yastığınızın altinda duruyor. Çünkü tuvalette Otomatik Tampon Çıkarıcı butonunu kullanmışsınız"

Trafik
Kadin doktora gittikten sonra eve geldi ve kocasina müjdeyi verdi:
- Hamileyim! Adam saskinlik içerisinde:
- Imkansiz!.. Ben hep dikkat ederim...
Emin olmak için doktoru ziyaret etti:
- Anlayamiyorum doktor, dikkat etmistim.
- Bakin bayim... Bu araba kullanirken dikkat etmeye benzer. Siz dikkat edersiniz ama baskasi gelip çarpar!..
Isa Seni Izliyor

Hirsiz, gecenin yarisinda bir eve girer. Karanlik koridorda, yaktigi küçük el fenerinin isiginda ilerlerken bir ses duyar, "isa seni izliyor !"
Saskinlik ve korkuyla etrafina bakinan hirsiz, bir yandan da evdeki degerli seyleri aramaya devam eder.
Tekrar ayni sesi duyar, "isa seni izliyor !" Bu kez hirsiz elindeki feneri çevrede gezdirmeye baslar ve bir papagan görür. "Bunu sen mi söyledin?" diye papagana sorar. Papagan, "Evet, yalnizca seni uyarmak için" der. Hirsiz, "Ne ! beni uyarmak mi! kimsin sen ? adin ne senin ?" Papagan, "Musa" diye cevap verir.
"Musa !" der hirsiz, "Hangi salak bir papagana Musa adini koyar ki !?" Kus cevap verir, "Bilmiyorum.
Tahminimce arkanda duran Dobermana 'isa' adini veren salak olabilir !"
Yanii: Haybeye konusmamak lazim
İÇMİYORUM
İrlandalının biri her akşam bara gidip üç bira içiyormuş. Barmen bir akşam dayanamayıp sormuş..
Her akşam üç bira içiyorsunuz, niçin? İrlandalı, "Benim iki kardeşim var, üç biranın ikisini kardeşlerim için sonuncusunu da kendim için içiyorum."
Bir süre sonra İrlandalı iki bira içmeye başlamış.. Bir kaç akşam sonra barmen, "Galiba kardeşlerinizden birini kaybettiniz başınız sağ olsun." demiş...
İrlandalı, "Yooo sadece ben içkiyi bıraktım......"
SINIRI GEÇTİKMİ?

Bülent Ecevit’in Kullandığı Arabayi Kontrol Noktasında Trafik Polisleri Durdurur. Hüsamettin Özkan Da Ön Koltuktadır..
Polisler: Tebrik Ederiz, Kazandınız... Emniyet Kemeri Takılı İlk Araba Oldunuz. Ödülünüz 100 Dolar. Güle Güle Harcayın... Kazandığınız Ödülle Ne Yapmayı Düşünüyorsunuz?
Ecevit: Hemen Gidip Kendime Bir Ehliyet Alacağım Polis: Nee, Ehliyetiniz Yok Mu?
Hüsamettin Özkan, Durumu İdare Etmek İçin Atılır: Kusura Bakmayın Memur Bey, İçince Ne Dediğini Bilmez Polisler: Nee, Bir De Alkollü Müsünüz?.. Arka Koltukta Uykudan Uyanan;
Devlet Bahçeli Polisleri Görünce, Sinirlenir: Ben Size Demedim Mi? Çalıntı Arabayla Yola Çıkmayalım... Polisler Donup Kalır. Bu Arada, Bagajdan Fırlayıp Polisleri Fark etmeden Özkan’ın Yanına Gelen Mesut Yılmaz Sorar: Sınırı Geçtik Mi?..

ANKETE KATILMAK İSTER MİSİN?
 


Bir yılda kaç kez tiyatroya gidiyorsunuz?
1-2
3-4
4-5
6-7
7-8
9-10
10'dan fazla

(Sonucu göster)


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol